1930’lara ait bir ders kitabındaki karikatür
Fotoğrafta gördüğünüz 1930’lara ait bir ders kitabıdır.
Üzerinde kırmızı elbise ile temsili Türkiye olarak resmedilen dekolteli kadın, geleceği işaret ediyor.
Günümüz laik zihniyetinin ” İnadına dekolte, inadına mini etek giyin ” Cumhuriyet koruma felsefesiyle, geçmişte insanlara empoze edilen fikriyat aynı…
E tabi bunlar ” Atatürk’ün ” aydınlattığı gelecek olarak gösteriliyor.
”Kadın bedeni üzerinden aydınlanan bir gelecek” mantıksızlığını geçtikten sonra, resmin alt tarafı ise tam bir facia!…
Kuran’ı Kerim ayak altında, cami yıkılmış, sarık ve fes tekmeleniyor.
Açıklama olarak da; ” 1922’de başlayan zafer hala devam ediyor ” yazılmış.
Yani diyorki ; ” İslam’a karşı zafer kazandık ve bu zafer hala devam ediyor. Hala dini yok etme çalışmalarımız hızla sürüyor.”
Kırım’da, Balkanlar’da, Yemen”de, Filistin’de, Galiçya’da, Çanakkale’de ” Allah Allah ” nidaları ve şehadet imanı ile canlarını veren aziz şehitlerin ardından, onların inançlarına yapılan bu saygısızlığın açıklamasını yapabilecek tek bir tane Atatürkçü çıksın da görelim!
Neymiş? O zamanlar öyle gerekiyormuş da, Menemen olayı olmuş da, mecburen dindarlara baskı kurulmak zorundaymış şuymuş buymuş!!!
Hepsi hikaye hepsi!
Menemen olayından tutun, Kurtuluş Savaşı’na hepsinin içinde İngilizler’in ve satın aldıkları hainlerin, kendi yazdıkları tarih kitaplarıyla da kahraman ilan ettiklerinin oyunları var.
Ben ezbere konuşmuyorum! Yalan da söylemiyorum! Adam akıllı araştıran herkes gerçek sonuçlara ulaşır.
Hala anlatamıyoruz! Hala kimi insanların gözü bir türlü görmek istemiyor.
Cumhuriyetin kurulumundan sonra yapılan herşey batı menfaatlerine uygun bir vatandaş modeli yetiştirmek içindi.
Tarih arşivleri bu yüzden yok edildi! Dil ve alfabe bu yüzden değiştirildi! Bu yüzden cumhuriyet ideolojisi Osmanlı ve İslam nefreti üzerine kurgulandı.
Dünya’nın hangi ülkesinin eğitim sisteminde bir milleti tarihine sövdürme dayatması var!???
Hep aynı yol izlendi. Bu milletin kökleri gericilik olarak gösterildi. Sanki İslam’ı benimserse bir insan, evinden çıkıp mağarada yaşayacakmış gibi korkular salındı.
Abdülhamit’e gerici diyorlardı. Denizaltı tersanesi kurdu. Hicaz Demiryolu’nu yaptı. İlk eczaneleri o açtı. Kuduz aşısı araştırmalarını finanse etti. Robot yaptırıp Japonya’ya gönderdi. ( Bunlar Abdülhamit’in icraatlarının 100 de 1’i bile değil )
Bugün de aynı metod sürdürülüyor. Ancak ne hikmetse ”gerici” denenler uzay teknolojisinden silah teknolojisine, marka projelerden enerji üretimine kadar günümüz dünyası ile yarışacak ne varsa geri kalmıyor, bilakis bir çok dünya ülkesini geride bırakıyor.
Atatürkçü geçinenler anlasın artık! İslam için gericilik propagandasının yapılmasındaki asıl maksat; Müslümanların İslam çatısı altında birleşmesini engellemektir. Kürt Türk ayrımı, Alevi Sünni ayrımı, Araplar bizi arkamızdan vurdu. Ve dahi tüm kara propagandaların arkasındaki asıl maksat budur.
Osmanlı’yı parçalamak için 200 yıl uğraşan Emperyaller, Osmanlı’yı küçük bir kabileden 25 milyon kilometre kare toprağa çıkaran gücün İslam birliği ve şuuru olduğunu biliyordu.
Emellerine ulaştıktan sonra da, bir daha bu topraklara İslam uğramasın diye var güçleriyle çalıştılar. Ders kitaplarında, gündelik gazetelerde, yeşilçam sinema sektöründe, izlediğimiz tv kanallarında hiç bir köşeyi boş bırakmadılar.
Kimse İslam’ı benimsemek veya sevmek zorunda değil! Bu ayrı bir konudur. Fakat yapılan bunca karalamanın İslam’ın özüyle alakasının olmadığını ve hepsinin arkasında bir maksadın olduğunu görmemek açık ve aleni bir şekilde hak yemektir. Adaletsizliktir!
Alıntı Ayhan Aytunç
Din ortadan kaldırılıp, çağdaş olundu yani!!!