Arapça ezan okumak ve tekbir getirmek yasaktı
Kemal Atatürk’ün hayatta olduğu 1936 yılında Kırşehir’de Arapça, yani “Allahu Ekber” diye tekbir getiren birisinin adliyeye teslim edildiğine dair belge
M. Kemal Atatürk döneminde “Allahu ekber” diye tekbir getirmek yasaktı
Türkçe ezan-kamet uygulaması daha ilk günlerden itibaren çeşitli direnmelerle karşılaşmıştır. Bu uygulamaya ilk kitlesel tepki 1 şubat 1933’te Bursa’da görüldü. Bir grup halk sokağa dökülerek valilik önünde gösteri yaptı. Olaya çok sert tepki gösteren m. Kemal Atatürk bizzat Bursa’ya gitti.
Olaydan sonra Nakşibendî Şeyhi Kozanlı İbrahim yakalanarak ağır bir cezaya çarptırıldı. Güvenlik kuvvetleri, bazı kişileri tutukladı, ihmali görülen memurlara işten el çektirildi.[1]
Bundan sonraki süreçte ezanın Türkçe okunması için çok sıkı tedbirler alınmasına rağmen ülkenin bazı yerlerinde fedakar ve cefakar insanlar ezanı yine Arapça okumaya devam ettiler, fakat çeşitli cezalara çarptırılmaktan da kurtulamadılar.
Emniyet genel müdürlüğü arşiv kayıtlarında ve basın organlarında hakkı haykıranlar hakkında yapılan işlemlerle ilgili birçok olaya rastlamak mümkündür. İlk uygulamaya geçildiği tarihten itibaren yani M.Kemal Atatürk’ün döneminde başlayan yasak karşıtı eylemlerden ötürü birçok insan hakkında işlem yapıldığı görülmektedir.
Örneğin, Isparta’da uzun oğlu Ahmet Usta’nın evinde okutulan bir mevlit esnasında “Arapça tekbir” alan Hilmi Alâeddin isimli şahıs adliyeye sevk edilmiştir.[2]
Bayburt ilçesi Ulucami müezzini hasta olması dolayısıyla 15 şubat 1938 günü sabah namazına gelen cemaatten mezkûr ilçeden Şükrü Yıldız, Arapça ve Türkçe karışık olarak kamet getirdiğinden dolayı savcılığa şikâyet edilmiştir.[3]
Arapça ezan okumak meselesinden dolayı tutuklu bulunan çarşı meydanı ve ortahisar camileri müezzinleri Hamdi,Musa, Halil Efendilerin evrakları ile birlikte Çorum’a gönderilmiştir.[4] Çorum’da bayram namazından sonra Arapça ezan okuyan bir vatandaş “ağır cezada” yargılanmıştır.[5]
Erzurum vilayeti hınıs kazasında ramazanda imamlık yapmış olan Molla Ahmed Arapça sela verdikten sonra kaçmış ve aranmasına başlanmıştır.[6] Arapça tekbir almaktan suçlu Şarkîkaraağaç ilçesi inhisarlar takip memuru Hilmi Aydın (o dönemde) 3 lira hafif para cezasına çarptırılmıştır.[7]
M. Kemal’den sonra İsmet İnönü döneminde de yasağa rağmen ezanı Arapça okumaktan vazgeçmeyen mücahidler olduğu görülmektedir. Arapça ezan yasağına karşı gelen birçok insan tutuklanarak muhtelif cezalara çarptırılmıştır. Örneğin, Silivri kazasının Seymen köyünde ziraat memuru Behçet, Arapça kamet getirmekten “1 gün hapis” cezasına çarptırılmıştır.[8]