Bulgaristan’a satılan Osmanlı belgeleri

Bir milletin tarihi ve hafızası nasıl yok edildi?

“Mayıs 1931 tarihi içinde İstanbul Defterdarlığı,”Evrakı metrukeyi tasfiye etme” düşüncesi kapsamında Osmanlı döneminden kalan 1.5 milyon tarih belgesini okkası 3 kuruş 10 paraya kuru ot ve saman fiyatına Bulgaristan’a sattı.

Türk Tarihi Arşiv belgelerini satma işini M.Tekfuryan adındaki bir Ermeni şirket sonuçlandırdı. Türkiye’nin her yerinde (il, ilçe. Köy) Osmanlı’dan kalan arşiv belgeleri yakıldı veya yok edildi, elden çıkarıldı. Yakılanlar arasında Arap harfleri ile yazılmış el yazması Kuran`ı Kerimler bile vardı.

Arşiv belgelerini satma işinin sorumlusu 1920’li yılların başlarından 1946 yılına gelinceye kadar devlet yönetiminin tepesinde bulunan Mustafa Abdülhalik Renda ve arkadaşlarının onayı ile gerçekleştirilmiştir. Abdülhalik Renda, “ünlü bir masondu”. Tarihin gündeminde gerçekleştirilenler “Türk milletinin tarihine ihanet idi” ama bu suçlamayı yakıştırmayı hiç kimse üzerine almadı Resmi tarih çelişkilerle dolu acı gerçekleri görmek istemedi.”

Abdülhalik Renda, Osmanlı Arşivini Bulgaristan`a satışına onay veren ünlü masondur.

Olayın Gerçekleştirilmesi

Sirkeci’ye doğru giden kamyonların üzerindeki balyalardan kopan kağıt parcaları etrafa saçılmıştı. Altın sarısı kağıtların bir kısmı yerlerde sürünüyordu. Parçalanan ve ezilenler de vardı. Onca telaş ve koşturmaca arasında sadece İbrahim Hakkı efendi’nin dikkatini çekmişti kâğıtlar. 4 Haziran günü sabahleyin Son Posta gazetesinin ilk sayfasında yer alan şu haber yer aldı:
“Mayısın on ikinci Salı günü Sultanahmet’teki Maliye evrak hazinesinin önünde (20– 30) kadar araba sıralanmış kapının önüne büyük bir baskül konmuş, bir takım çemberlenmiş kâğıtlar tartılıyor ve hamallarla bu arabalara konuluyor ve Sirkeci istasyonuna taşınıyordu. Bu ameliye esnasında bunlardan birçokları da sokaklara dökülüp saçılıyordu…”Aslında gazetenin yazdıkları bir konuya parmak basmaktı. Sirkeciye doğru giden kamyonlardan savrularak yere düşen kağıt parçaları Osmanlı Arşiv belgeleri idi.

Haberin yayınlanması üzerine Hükümetin haberi olmuş sevkiyat durdurulmuştu.
Muallim Cevdet’in zamanın başbakanı İsmat Paşa’ya yazdığı duygusal mektup ve konunun TBMM’de gündeme getirilmesi üzerine Arşiv belgelerinin taşınması ve satılması konusu tartışmalara neden oldu. İnsanları dehşete düşüren çelişkili gelişme ise Arşiv belgeleri M. Halim ve M. Tekfuryan adındaki bir Ermeni’nin sahibi olduğu şirket tarafından satıl alınmış ve Bulgaristan’a satılmıştı.


Bu durumda şu soru akla geliyor “Neden bir Ermeni şirket Arşiv belgelerini alıyor, ve neden Bulgaristan’a satılıyor”! Aslında Arşiv belgelerinin satılması olayının aylar önce başlayan gelişmesi yaşanmıştı. İsmet İnönü Hükümeti’nin Maliye Bakanı Abdülhalik Renda’nın emirleri çerçevesinde “Evrakı Metruke’nin Tasfiyesi” (işe yaramaz evrakların/belgelerin elden çıkarılması) düşüncesi kapsamında İstanbul valiliğine bağlı Defterdarlık bünyesinde çalışma gösteren bir komisyon kurularak depolarda ve dolaplarda yer bulunamayan ve artık “işe yaramaz” olan kağıt parçası evrakları ortadan kaldırmak gerekiyordu. Satış işi için 13 mayıs (1931) tarihinde gazeteleri ilan verilmiş, kısa bir zaman sonra 21 Mayıs (1931) tarihinde de sonuçlandırılmıştı. Satılan evrakların tutarının 120 balya ve 400 sandık civarında olduğu anlaşıldı. Satış işi mayıs 1931 de gerçekleşmişti ama bu olaydan 9 ay önce Ankara’dan gelen bir yazı üzerine komisyon kurularak ve işe yaramaz belgeler ayıklanarak satılması istenmişti. Ama kurulan komisyon bir türlü hangi evrakların elden çıkarılacağına karar verememişti. Gelişmeler sonrası TBMM’de Arşiv belgelerinin satılması konusundaki tartışmaya cevap veren Maliye Bakanı’nın şu sözleri sözleri tutanaklara yansımıştı: “Yeni harflerin kabulü münasebetiyle bu evrakın kıymeti tarihiyeye haiz olmayanlarını yakmak mevzubahis oldu. Vekalette düşünüldü ki bunlar imha edileceğine, memleket dahilinde şuraya buraya atılacağına kağıt fabrikalarına satalım dendi”. Satış işlemi sonrası anlaşıldı ki evraklar/belgeler Defterdarlık önünde kurulan baskül/kantar ile tartılmış ve okkasına 3 kuruş 10 para değer biçilmişti. Ve de satılan evrakların miktarı ise 120 balya ve 400 sandık civarında idi. Ağırlığı kantar ölçümleri sonucu 40 ton civarında idi. Özetli Osmanlı döneminden kalan tarih evrakları “kuru ot ve saman fiatına” elden çıkarılmıştı. Bahanesi de hazırdı “Yeni harflerin kabulü münasebetiyle”. TBMM’deki tartışmalar sonrasında kendisini savunan Maliye Bakanı “ mevcut evrak tetkik edilmiş işe yarayanlar ayrılarak yukarı kata konulmuş ve mütebaki (geride kalan) işe yaramayanlar da satımlık için ayrılmıştır”…

Osmanlı SEKA çöplüğünde OSMANLI’NIN kuruluşunun 700 yılında, Osmanlı Arşivi’ne ait değerli belgeler, SEKA çöplüğünden çıktı. Belgelerin çöpe atılmasını skandal olarak değerlendiren uzmanlar, bunun ilk arşiv kıyımı olmadığını da hatırlattılar.Osmanlı Arşivi’ne ait bazı belgelerin SEKA çöplüğünde bulunması, tarihi belgelerin kağıt yapılsın diye SEKA’ya gönderildiğini ispatladı Aralarında Sultan ll Beyazıt tarafından kurulan Harameyn Vakfı da olmak üzere çeşitli vakıflara ait Osmanlı evrakları İzmit’teki SEKA çöplüğünden vatandaşlar tarafından toplandı Çuvallar dolusu belge SEKA çöplüğüne çuvallar dolusu Osmanlı evrakının döküldüğünü gören vatandaşlar tarafından bulunan evraklar arasında Sütlüce’deki Harameyn Evkafı ve Damatzade Şeyhülislam Feyzullah Efendi Vakfiye’sine ait belgeler de bulunuyor Bu evraklara ait defterlerin Hicri 1327 ve 1331 tarihli oldukları saptandı Sütlüce Mahmut Ağa mahallesi Harameyn Evkafına mülhak taşınmaz malların kullanım hakkına ilişkin belgelerden söz konusu vakfın Fatih Sultan Mehmed’in oğlu Sultan II Beyazıt tarafından kurulduğu öğrenildi Yine 1761 yılında ölen Damatzade Şeyhülislam Feyzullah Efendi Vafkiyesine ait Sütlüce’de emlak üzerinde Bademli Bektaşi Tekkesi olarak da bilinen Münir Baba Tekkesi’nin kurulduğu belirtildi Bu gibi tarihi evrakların kaybolmasıyla bir süre sonra vakıf arsalarının elden çıkabileceği uyarısında bulunan uzmanlar, 1911 yılında İstanbul’da iki milyon parsel bulunduğunu belirtirken, bunun bir milyon parselinin vakıf malı olduğunu, bugün ise İstanbul’daki parsel sayısının 50 bin olduğuna dikkat çektiler SEKA çöplüğünde bulunan belgelerin değersiz olmadığını vurgulayan uzmanlar, “Osmanlı dönemine ilişkin bir pul dahi önemlidir Çöplükte bulunan belgelerde vakfı kullananlara ilişkin bilgiler yer alıyor Bu hem şehir hem vakfiye tarihi açısından önemli ” şeklinde konuştular. İŞTE ARŞİV KIYIMLARI SEKA çöplüğünde ortaya çıkan Osmanlı Arşivi belgeleri, arşivlerimizin ne kadar korunduğu sorusunu gündeme getirirken, tarih katliamı anlamına gelen bu cehaletin de, ilk olmadığı ortaya çıktı Bazı arşivlerimiz hurda kağıt fiyatına dış ülkelere satılırken, bazı arşivlerimiz de denize döküldü İşte tarihteki arşiv kıyımları:

BULGARİSTAN’A SATILAN ARŞİV 1931’de Deftardarlık tarafından hurda kağıt fiyatına bir şirkete satılan çok kıymetli evraklar daha sonra bu şirket tarafından Bulgaristan’a satıldı Sirkeci Tren İstasyonu’na doğru hareket eden kamyonlardan evraklar Sultanahmet Parkı’nda ortalığa saçıldı Çöpçüler evrakları toplayarak Kumkapı’da denize döktüler Olayın duyulması üzerine meraklı vatandaşlar Kumkapı sahillerinde evrak toplamaya başladılar Olay bir gazete tarafından gündeme getirildi Bulgarlar tarafından özenle saklanan ve tasnif edilen çok kıymetli evraklar 1980’lerde ancak mikrofilm olarak Türkiye’ye verildi Başbakanlık Devlet Arşivleri Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı bu evrakları, “Bulgaristan’da Osmanlı Evrakı” ismiyle neşretti TRABZON ARŞİVİ DENİZE DÖKÜLDÜ BİRİNCİ Dünya Savaşı yıllarındaki Rus işgali sırasında el konulmasın diye Samsun’a gönderilen 500 yıllık Trabzon Vilayet Arşivi, işgalden sonra Trabzon’a iade edildi Karadeniz bölgesinin en önemli ticaret ve ulaşım merkezi olan Trabzon’daki vilayet arşivi muhafaza edilemedi ve bir cehalet sonucunda 1982 yılında denize döküldü. SENATO ARŞİVİ İMHA EDİLDİ DEMOKRAT Parti ve Adalet Partisi arşivinin önemli bir kısmı ile 1961-1980 yılları arasında faaliyet gösteren Senato’ya ait orijinal zabıtların da SEKA’ya gönderilerek imha edildiği ortaya çıktı TBMM eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk 12 Eylül döneminde Senato zabıtlarının SEKA’ya gönderildiğini tespit etti Cindoruk İstiklal Mahkemelerine ait binlerce belgenin de afaroz edildiğini açıkladı DIŞİŞLERİ BELGELERİ MARKETLERDE ÇIKTI 1998 yılında da Dışişleri Bakanlığı’na ait kıymetli belgelerin bulunduğu çelik kasalar Milli Emlak tarafından ihaleye çıkarıldı Hurdacılar tarafından satın alınan kasaların içerisinde çok gizli damgalı belgelerin olduğu anlaşıldı Bu belgelerden bir kısmı kasalardan satın alan bir marketten çıktı Genelkurmay Başkanlığı belgelere el koydu Belgeler Dışişleri Bakanlığı’na teslim edildi Bakanlık skandal için bir soruşturma başlattı.

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: