Dr. Rıza Nur’dan Atatürk analizi

Son dönemlerde Atatürk’ü eleştirdiği için Kemalistlerin deli dediği ve sözüne itibar etmediği Dr. Rıza Nur Lozanı imzalayan ikinci kişidir. Aşağıdaki belgede Lozan’a attığı imza bulunmaktadır. Kemalistlerin deli diyip sözüne itibar etmediği adam Lozan’ı imzalayan kişinin ta kendisidir. Aklı başında olmayan birine mi Lozan’ı imzalattınız yoksa?

Dr. Rıza Nur

Şimdi aşağıda okuyacaklarınız bizzat Dr. Rıza Nur’un Mustafa Kemal hakkında kendi kitabında da yer verdiği kendi ifadeleridir.

Selaniklidir .Harbiye Mektebinde okumuş,erkan-ı harp çıkmıştır.

Kimi dönme kimi Sırp, Kimi Bulgar, Kimi Pomak diyor. Babası ve anası hakkında rivayet çoktur. Muhakkak olan bir şey varsa anası bellidir. Fizik ve teşhiri vasıfları; Uzun boylu, sarışın, mavi gözlü, kemiklice, elmacık kemikleri Moğollar gibi çıkık, burnunun ucu kabarık, domates gibi kızarmış, burnu çirkin değilse de Türkte olmayan bir yüz. Saçları ağarmıştır. Fakat dikkatle boyar, altın sarısı yapar. Saçlarının beyazlığını göstermemeye çok dikkat eder. Cimcimesi pek biçimsizdir. Alnında azim cephesinin cevfinin teşkil eden kafası pek ileri çıkıktır. Bu sebeple kaşları ilerdedir. Bu ekseriya mütereddi şahıslarda olur. Kaşları gürdür. Alnının ortasında ufki bir çöküntü mizabe halinde bütün kafasını dolaşır. Kafasıyla yüzünü adeta bir kum saati manzarasını verir. Bu çukurun üzerinde az bir kısım vardır. Bu da bir kavunun ufak parçası kadardır.Bu da bir tereddi eseridir. Hali tabiinde gözlerinde şaşılık yoksa da sarhoşluğunda ve kızdığı vakit tamamıyla şaşı olup biri bir yana diğeri, diğer yana bakar.Bu da tereddi eseridir.

Fevkalade zeki değil, fakat  zeki denen insanlardandır. Hatta ona zeki dahi dememelidir. Birçok şeylerde çok bilgisizdir. Hele ileriyi hiç göremez. Akl-ı selimi bariz bir surette azdır. Ancak entrika fevkalade mahirdir. Bizde yanlış olarak entrikacılara zeki derler. Vakıa entrika yapmak için zeki olmak lazım gibi gelirse de değildir. Dimağda her şey için hususi bir merkez vardır. Bazı adamlar vardır ki son derece saftır fakat bazen öyle entrikalar yapar ki bu adam bu entrikayı nasıl yaptı diye şaşar. Sonra nice zeki adamlar vardır ki asla entrika yapamaz. Yüzlerine gözlerine bulaştırırlar. Bunlar ispat eder ki entrika için dimağda ayrı bir merkez vardır. Zeka ile münasebeti yoktur. Demek M.Kemal de entrika merkezi çok neşvünema bulmuştur. Herkesi birbirine katar,mantara bastırır. Moral faaldir. Harekatında pek çabuktur. Pek çok içer. İçkilerden rakıyı sever. Çalgı çaldırır, çaldırdığı hep curcuna havalarıdır. İçki alemine dalkavuk, cahil insanları toplar. Sevdiği adamlar zaten bunlardır. Yüreğinde asla merhamet yoktur. Babası,oğlu olursa da keser. Asla meşru iş tanımaz.

Mutlaka haksız şeyleri yapar. Kanun,usül,adet denilen şeyler onun için mevcut değildir. Hiç kimseyi sevmez. Hatta en sadıklarını bile. Böyle hislerden mahrumdur. Anası ölmüş, cenazesine bile gitmemiştir. Necip ve insani hislerden tamamıyla ardir. Kimseye itimadı yoktur. Herkesi korku ve ihsan ile tutmak sistemindedir. Her kim yanına girse çıkınca yanındakilere onun aleyhinde söyler. Bir adeti de rical ve mebusları birbirine düşürmektir. Herkese ”O senin aleyhinde şunu söyledi” der. Biri bir şahıs aleyhinde kendisine mektup yazarsa,o mektubu derhal o şahsa verir. Casusluğa çok ehemmiyet verir. Memleketi casuslarla doldurmuştur. Hem de casusların her dediğine inanır. Gayet evhamlıdır. Her saçma şeyden bir mühim mana çıkarır. Eğer kuvvetsiz ise pek ürkektir kaçamağa çalışır. Eğer kuvvetli ise gayet cesurdur,bir canavar olur, paramparça eder. Makyavellik en sevdiği şeydir. Gayet mevki ve şan harisidir. Ve bunda pek kıskançtır. En ufak bir şerefi bile başkasına veremez. Ölüleri bile şeref  hususunda kıskanır. Mesela N.Kemal’i bile büyük görmez. Gayet mağrur ve kibirlidir. Nazarında dünyada kendinden başka adam yoktur. İster ki herkes kendisine tapınsın. Gayet müstebittir. Tenkide hatta bir müteala beyanına tahammül edemez. Gayet para canlı ve hasistir. Büyük bir servet toplamıştır. Pek tamahkardır.

Her gece sabaha kadar içer. Bütün ömrü öyledir. Gençliği de böyle içki ile geçmiştir. Reculiyeti yoktur. Böbreklerine kadar çıkmış hastalığı vardır.İltihabı,külliyeden ikide bir beline ağrı gelir. Banyoya girer. Bu sebeple banyoları çok sever. Son zamanlarda yüzü Delirium Tremem denilen hastalıktaki heyeti almıştır. Elleri titriyor. Kalbi rahatsızdır. Bunlara rağmen yine çok rakı,tütün ve kahve içer,eğlenceden kendisini alamaz. Bunlarsa hastalıklara pek muzırdır. Hastalığı Trablusgarpta gözüne vurmuş, iritis olmuş. Göz doktoru Şam’lı Münir Ahmed iyi etmiş. Bu adam Umumi Harpte Hicaz’a gitmiş, asilere iltihak etmişti. Kokain çekerdi. Onu telgrafla Kahire’den Ankara’ya getirdİ. Sıhhiye Vekaletine müşavir yapıyordu. Sonra Gureba Hastanesine çırağ çıkardılar. M.Kemal’in ona teveccühünü işiten Kahire’deki birkaç Türk doktor ve eczacı bunun denaetini bana yazdılar. Ben de bu mektupların birini M.Kemal’e gönderdimdi. Mektubu Münir Ahmed’e vermiş. O da Kahire’deki mektup sahibini tehdit etmiştir. Hükümete her şeyin reisidir. Her şeyi pençesinde tutar. Gayet kincidir. Düşmanlarını unutmaz,takip eder. Esasen her şeyde fikri takip sahibidir. Bu iyi bir meziyet ise de bunu en ziyade intikamda kullanır. İnatçıdır. İmkanı yok fikrinden dönmez. M.Kemal iptidaları hiç söz söyleyemezdi. Birkaç yıl sonra iyi bir hatip oldu.

Nutkunu bir ay çalışır, ezberler, öyle söyler. Şundan bundan işite işite biraz da malumat sahibi oldu, fakat derecesi ağızdan kapmadan ibarettir. Bütün davası milli harekette her şeyi kendi yapmış olmasıdır. Dahidir. İnkılap delisidir. Türkiye’nin Deli Petro’su olmak hevesindedir. Bir taraftan da Napolyon olduğunu zanneder. Kibr-ü azameti uluhiyet mertebelerine vardırmıştır. Türk Tarihi böylesini görmemiştir.

Kaynak:Cumhuriyet Devrinin Perde Arkası – Rıza Nur s;289,290,29

Doktor Rıza Nur, Türkiye’nin ilk Milli Eğitim bakanı ve Lozan’da Türkiye’yi temsil eden iki numaralı isimdir. Türk milliyetçisi ve vatanperverdir. Tam on iki sene yurtdışında sürgün yaşamak zorunda kalmış, Mustafa Kemal’in ölümünün hemen ardından temelli yurda geri dönmüştür.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir