İstanbul’un işgalden kurtuluşunu neden 6 Ekim diye gösteriyorlar?

Kitaplarda, nutuklarda, belgesellerde 6 Ekim diye geçmesine rağmen eğer bir şehrin düşman işgalinden kurtuluşu son düşman askerinin ayağının çekilmesi demekse doğru tarih 2 Ekim olmalıydı. Arabic vapuruna binen son İngiliz subay ve askerleri 2 Ekim 1923 günü İstanbul’u terk etmişlerdi.

İyi de neden 6 Ekimde kutlanıyor.

Sebebi basit !

2 Ekim günü İstanbul Kumandanı olan hakiki bir Osmanlı karakterine sahip Selahaddin Adil Paşa’ya zaferden hisse vermemek için.

Zira CHP tahakkümüne karşı cephe alıp askeriyeden istifa eden ve ticarete atılan Paşa, eleştirilerini hatıralarına kadar taşımıştı. Şöyle diyordu Hayat Mücadelelerim (1982) adını verdiği hatıratında:

“Son zamanlarda meydana gelen olaylar ve yeni bir tahakküm ve zorbalık devrinin hazırlıklarını gösteren gidişatı memleket için hayırlı bir yön olarak görmüyor, yeni görev ve sorumluluklar almayı uygun bulmuyordum.”

Sen misin itiraz eden?

Senin yalnız bugününü karartmakla kalmaz, geçmişini de itinayla temizlerim, denilmiş ve iki kahramanından biri olduğu 18 Mart deniz zaferinden de, İstiklal Harbi’ndeki emeklerinden de, hatta İstanbul’u İngilizlerden teslim alan komutan olma imtiyazından da mahrum edecek mekanizma devreye girmiş ve kitaplardan adı sanı çıkarılmıştır.

Şimdi 18 Mart zaferi denilince Selahaddin Adil ismini hatırlamayışımızın yegâne sebebi budur. Keza İstanbul’un kurtuluşunda da dört gün sonra yani 6 Ekim’de kolordusuyla şehre giren Şükrü Naili (Gökberk) Paşa’nın adı anılırken onun esamisinin okunmamasının da sebebi budur.

Mustafa Armağan/Yeniakit

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir