İttihat ve Terakki gerçekleri
Mısırlı Dr. Fehmi Şinnâvî’nin kaleminden İttihat ve Terakki, Selanik Dönmeleri (Sabetayizm), Masonlar, Yahudiler ve Sloganları: “Dönmelik Yahudiliğin Kabbala mektebinden ilham almaktadır. Bu ekolde temel sloganlar devrimcilik, ilerlemecilik, özgürlükçülüktür.

Dönme örgütlerin temel düsturları özgürlük, eşitlik, kardeşlik kelimeleridir. Yahudiler Fransız devriminde bu düsturları dile getirdiler. Ama kardeşlik derken amaçları Yahudilerle iyi geçinilmesiydi. Eşitlik derken Yahudilere iyi davranılmasıydı. Özgürlük derken ise Yahudilere alabildiğince özgürlük verilmesiydi. Onlar kardeşlik, eşitlik ve özgürlük sözlerinin altında kendileri için gerekli olan şeyleri isterler. Kimsenin reddedemeyeceği bu sloganlara sığınarak beynelminel bir kimliğe ve bilince bürünmüşler; vatan ve kavim bilincinin üstünde yeni bir bilinç ortaya çıkarmışlardır.
Dönmeler İstanbul locasından sonra Selânik locasını kurdular. Selânik locası Avrupa’daki tüm locaların ruhanî babası durumundaydı. Artık en yetkili âzâlar Avrupa devletlerine Selânik locasından gönderiliyordu. Ittihat ve Terakki örgütünü de kuran onlardır. Sen isme bak hele. Yapmak istedikleri şeyin tam tersini söylüyorlar. Ittihat ve Terakki birlik ve yükseliş anlamına geliyor. Halk ve diğer kesimler birlikten devletin birliğini, yükselişten de devletin yükselişini anlarlar. Fakat onlar Yahudilerin birliğini, Yahudilerin yükselişini kastederler.
Sultan Abdülhamid Yahudilerin neler yapmak istediğini iyi bilen akıllı bir adamdı. Şöyle diyor: “Sekreterim Ahmet Celâl Paşa’ya Mısır’dan Ali Kemal Bey adlı bir zâttan gönderilmiş bir mektup buldum. Orada doktor Abdullah Cevdet’in, doktor Ishak Sukûti’nin, doktor Bahâuddin Şakir’in doktor Nâzım’ın, doktor Ibrahim Temo’nun adı geçiyordu. Hepsi de ya Fransa’da ya da Italya’da kurulmuş Mason localarına mensup kişilerdi. Bu localar Osmanlı devleti içerisine yerleştirdikleri üyelerine çok büyük meblağlara ulaşan paralar gönderiyorlardı.” Bu örgütlerin dışında yabancı devletlerin elçilikleri de devrimcilik iddia eden, ittihat ve terakki davası güden bu komitecilere kulak açıyor, onlarla görüşmelerde bulunuyordu. Onlara Osmanlı emperyalizminden kurtulmaktan dem vuruyorlar, Kızıl Sultan diye andıkları Abdülhamid’in egemenliğinin yıkılması gerektiğinden bahsediyorlardı.
Dünya Yahudiliğinin komuta merkezinin Selanik olduğunu söylemiştik. Çünkü burası yarıdan çoğu Yahudi olan bir kentti. Nüfusu 340 bin civarındayken, Yahudilerin adedinin 200 bin civarında olduğu bilinmektedir. Kısaca Selânik Avrupa’daki Yahudi mahallesidir diyebiliriz.
Yahudiler dünyaya açılırken kendi isimlerini kullanmazlar. Masonluk teşkilatları halinde ortaya çıkarlar. Amaçları kirlidir. Masonluğun ürettiği gruplardan biri de Jön Türklerdir. Yani genç Türkiyeliler.

Sultan Abdülhamid’i indiren İttihat ve Terakki Komitesi’nin mensupları, Genç (Jön) Türk olarak biliniyordu. Genç Türkiye, İtalyan Mason Giuseppe Mazzini’nin Genç İtalya modeline göre kurulmuştur. (Mazzini’nin Londra’da kaldığı eve asılan kitabe. Tokalaşan ellere dikkat.)
Abdülhamid dönemiyle ilgili şöyle bir gerçek vardır: Serasker Avni Paşa İngilizlerden büyük yardım aldı. Yüksek dereceden mason olan bu zat Abdülhamid’in amcası olan Abdülaziz’in tahttan hal edilmesinde ve yerine Sultan Murad’ın tayin edilmesinde de rol oynamıştı. Sonradan anlaşıldı ki, Mithat Paşa, aynen Avni Paşa gibi yüksek dereceden bir masondu. (Hani şu kandırılmış Arapların Ebu’d-Düstûr, yani anayasanın babası diye övdüğü sadrazam!) İngiltere tarafından piyon olarak kullanılan Mithat Paşa’nın amaçlarından biri Osmanlı ülkesi içinde yeni sorunlar çıkarmak, diğeri de bizzat yönetimin merkezi olan sarayda dengeleri altüst etmeye çalışmaktır. Mithat Paşa ülkenin harp gailesiyle uğraşmasında da büyük katkıları olan bir zâttır. Kısaca Yahudi kaynaklı bir örgüt olan masonluk gerek Osmanlı devletinin, gerekse diğer devletlerin yönetim birimlerinde çalışan kişileri kendi adamlarından ayarlamaya çalışmış, ayrıca hedefe varmak için kesif bir casusluk faaliyetinde bulunmuştur.
Hükümetlerin gönderdikleri gizli mektupları okuyan, tercüme eden ve masonluk merkezlerine bildiren özel adamlar vardır. Müslümanların gafletinden faydalanarak girişilen ince hesaplar meyvesini vermiş, İslâm âlemi bu duruma düşmüştür. Onların en tehlikeli kararı, hatta peygamberleri öldürmek, ineğe tapmak kadar büyük bir cürüm olarak nitelendirebileceğimiz son oyunları Islâm hilafetini çökertmek olmuştu. Böylece Yahudiler Müslümanlara karşı tarihteki en büyük zaferlerini elde ettiler.”
KAYNAK: Dr. Fehmi Şinnâvî, Hilafet: Modern Arap Düşüncesinin Eleştirisi, tercüme eden: Sadık Ömeroğlu, Insan Yayınları, Istanbul 1995, sayfa 75, 77 ve devamı..