Sarıkamış ve Enver Paşa
Gafletin, cehâletin, felâketin ve sorumsuzluğun diğer adı: “SARIKAMIŞ” ???
ERZURUM’da hava soğuk, çok soğuk. Tükürsen yere düşmeden donuyor… Sarıkamış felaketi kapıda… Hayatında taburdan daha büyük bir askeri birlik yönetmedi… Ama…
33 YAŞINDAKİ ENVER… 9 OSMANLI ORDUSUNUN, 2 MİLYON 900 BİN OSMANLI ASKERİNİN BAŞ KOMUTANI ENVER, EMRETTİ: “SARIKAMIŞ’A… İLERİ…
Gerçek rütbesi binbaşı. Geçen yıl 32 yaşındayken askeri darbe yaptı. Bakanlar Kurulu’nu bastı. Harbiye Nâzırı / Çatalca Kahramanı Nâzım Paşa’yı bizzat öldürdü. Kafasına tabanca dayadığı Sadrazam Kâmil Paşa’yı istifa ettirdi. İktidarı ele geçirdi. 3 rütbe birden aldı. Binbaşıydı, paşa oldu. Harbiye Nâzırı (Savaş bakanı) oldu. Kendini Başkumandanvekili ilan etti. Pâdişah adına Osmanlı ordularına o komuta ediyor… Ve şimdi komutanını görevden aldığı 3’üncü Ordu ile Sarıkamış’a yürümek üzere..
33 yaşındaki dandik paşa Enver önem vermiyor ama, Allahuekber Dağları’nda ısı geceleri eksi 20’lere düşüyor…
SARIKAMIŞ 1914 / SUBAYLAR ERZURUM ÇARŞISINDAN YÜN ÇORAPLAR VE İÇ YELEKLERİ SATIN ALDILAR…
AMA ERLERİN PARALARI YOK VE HAVA ÇOK SOĞUK…

Tarih 20 Aralık 1914. Dandik paşa Enver ve General Schellendorf kararlı. Soğuk umurlarında değil. Sonuçta; 9 ve 10’uncu kolordular 50-60 kilometre yürüyerek Allah-u Ekber Dağları’nı aşacak ve Rus Ordusu’nun arkasına sarkacaklar. Sarıkamış’a saldıracaklar. Kağıt üzerinde mükemmel bir plan. Ama göz ardı ettikleri çok önemli bir şey var. Ordunun durumu çok fena; Doğu cephesinde 190 bin asker ve 60 bin hayvandan oluşan 3’üncü Ordu’nun silah ve giyecek dahil yeterli hiçbir donanımı yok; ancak birkaç günlük erzak kaldı. Durduğu yerde bile doyurulamayan bu ordunun hareket halinde gerilerden beslenebilmesi için gerekli ulaşım araçları yok. En kötüsü kışın dondurucu soğuğuna karşı erlerin kışlık giyeceği yok. Kalın kışlık paltoları, botları, yün çorapları ve iç yelekleri yok.
O günlere şahit olan bir askerin mektubunda şu ifadeler yer alıyor:
“Bu yaz, iki alayımızla Yemen’den buraya nakledildik. Yola koyulmamızdan dört ay sonra buraya ulaştık ki, Arabistan’ın cehennemî sıcağı Köprüköy’deki ayaz yanında nimet-i ilâhi imiş. Burada çadırın perdesi buza kesmiş oğlak kulağı gibi kırılmakta ve kopmakta. Kumandanımız, Başkumandan Enver Paşa Hazretleri’nin teftiş ve hücum için geleceğini müjdeledi. O gelinceye kadar da yün içlik, çorap ve paltoların verileceğini ve Yemen yazlıklarını atacağımızı müjdeledi…” Ama böyle olmayacaktır. Erler, yün çorapları, yün içlikleri ve paltoları olmadan cepheye sürülecektir.
Korkunç bir felaket kapıdadır..?
Yaşar Gören