Tapacak bir putumuz yoktu özendik yaptık
Yıkıp şeriati, bambaşka bir bina kurduk.
Nebiyye atf ile binlerce herze uydurduk
Müsümanlık bu değil biz yolumuzdan saptık
Tapacak bir putumuz yoktu, özendik, yaptık.
Mehmet Akif Ersoy…
“Bakın ne hâle getirmiş ki cehlimiz dini:
Hurâfeler bürümüş en temiz menâbi’ini.
Değil hakâikı Şer’in, bugün, bedîhiyyât
Bilâ-münâkaşa ikrar olunmuyor…Heyhât!
Kitâb’ı Sünnet’i, İcmâ’ı kaldırıp attık;
Havâssı maskara yaptık, avâmıaldattık.
Yıkıp Şerîat’i, bambaşka bir binâ kurduk;
Nebî’ye atf ile binlerce herze uydurduk!
O hâli buldu ki cür’et: “Yecûzu fi’t-tergîb…”
Karâr-ı erzeli fetva kesildi!… Hem ne garîb,
Hadîsi vaz’ ediyorken sevâb uman bile var!
Sevâbı var mı imiş, bir zaman gelir, anlar!
Cihân-ı titretiyorken nidâ-yı “Men kezebe…”
İşitmiyor mu, nedir, bir bakın şu bî-edebe:
Lisân-ı pâk-i Nebî’den yalanlar uyduruyor:
Sıkılmadan da “sevâb işledim” deyip duruyor!
Düşünmedin mi girerken Şerîatin kanına?
Cinâyetin kalacak zanneder misin yanına?
Sevâb ümîd ediyor ha! Deyin ki nâmerde:
“Sevâbı sen göreceksin huzûr-ı mahşerde!
Tepende gezdirecek ra’d-ı intikamını Hak,
Ki yıldırımları beyninde kaynayıp duracak.
Yakandan inmeyecek dest-i kahrı hüsrânın…
Nasıl iner ki, önünden kaçıp da nîrânın,
Civâr-ı nûr-ı nübüvvette mültecâ bulsan;
Bu türlü kurtuluş imkânı yok ya… Kurtulsan;
Şu izdihâmın elinden -ki belki bir milyar
Nüfûs-ı hâsiredir- kaçmak ihtimali mi var?
Bugün fesâdına kurban olan zavallıların
Vebâli boynuna yüklenmesin mi yoksa, yarın?
Kolay mı ümmeti ıdlâl edip sefîl etmek?
Kolay mı dîni hurâfât içinde inletmek?
Niçin Kitâb-ı İlâhî’yi pâyimâl ettin?
Niçin Şerîat’i murdâr elinle kirlettin?
Çıkıp tepinmeye yok muydu başka bir sâha?
Nedir bu salladığın çifte, Kâ’betullâh’a?
Herif! Şu millet-i ma’sûmeden ne isterdin,
Ki doğru yol diye tuttun, dalâli gösterdin!”
(Mehmet Akif Ersoy, Safahat,Haz. A. Vahap Akbaş,Beyan Yay., İstanbul, 2009, Vâiz Kürsüde, s. 512-514)